Suriye’de kazanan Türkiye

«Suriye’de toprak iddiamız yok. Biz sadece gerçek sahiplerinin topraklarına dönmesini sağlamak istiyoruz. Biz oraya sadece Esad’ın zulmüne son vermek için girdik.»

Ankara ilk günden itibaren Suriye silahlı muhalefetini destekledi ve diktatör Beşar Esad’ın devrilmesini güçlü bir şekilde teşvik etti. Beş yıl sonra Türkiye, isyancıların kalesi İdlib’de kendi askeri varlığına sahip olmaya başladı.

Bugün stratejik açıdan bakıldığında Suriye’de yaşananların en büyük kazananı Türkiye olarak görülüyor. En büyük kaybedenler ise Rusya ve İran oldu. İstanbul’daki Alman-Türk Üniversitesi’nde Türk-Rus ilişkileri uzmanı Zaur Gasimov, «İki hafta önceki durumla karşılaştırıldığında, Türkiye Suriye’de kesinlikle kazandı» diyor ve «Ankara’nın yeniden inşa çalışmalarına yoğun bir şekilde dahil olacağını ve savaşın harap ettiği Suriye’nin ana yatırımcısı olarak kalacağını» öngörüyor.

İstanbul Sabancı Üniversitesi’nden siyaset bilimci Berk Esen, «Türk inşaat şirketlerinin Suriye’de ihale alması Ankara’ya da ekonomik açıdan fayda sağlayacaktır» diyor ve şöyle devam ediyor: «Erdoğan her zaman Esad’ın bir gün düşeceğini savundu. Artık bununla puan kazanacak.”

Dolaylı destek mi?

Esen, «Türkiye son saldırıda önemli bir rol oynadı. Ankara, yeni Suriye’de bu gerçeği nüfuz alanını genişletmek için kullanacak» diye düşünüyor. Türkiye, Suriye Ulusal Ordusunu destekliyor ve dolayısıyla ülkenin kuzeyinde geniş alanları kontrol ediyor.

Buradaki varlığı sayesinde İslamcı grup Hayat Tahrir el Şam (HTS) ile de belli bir yakınlık geliştirdi. Ancak Ankara, Esad rejimini deviren saldırıya katıldığını defalarca reddediyor. Türkiye, HTŞ’yi resmi olarak desteklemese ve hatta terör örgütü olarak sınıflandırmasa da, operasyona katılan çok sayıda Kuzey Suriyeli milis grubuna destek verdi.

Hamburg’daki GIGA enstitüsünde Ortadoğu uzmanı olan André Bank’e göre Türkiye’den dolaylı askeri destek almak meşru. Bank, «HTŞ yakın zamanda yeni silahlar elde etti. Şu anda insansız hava araçları ve füze sistemlerini kullanıyor. Bunların Türkiye’den geldiğinden şüphelenilebilir» diyor. Lancaster Üniversitesi’nden meslektaşı Simon Mabon ise daha ihtiyatlı: «Türkiye’nin bu saldırıyı gerçekte ne ölçüde desteklediğini tam olarak bilmiyoruz» diyor.

Türkiye genel olarak Rusya ve İran’la iyi ilişkiler sürdürüyor ve bu durum Batılı NATO müttefiklerini sürekli rahatsız ediyor. Gasimov, son dönemde yaşanan olaylar nedeniyle Moskova ile Ankara arasında bir kopuş yaşanacağına inanmıyor. Bunun yerine ikili ilişkilerin derinleşeceğini öngörüyor. «Esad’ın düşmesi Türkiye’yi Rusya için daha da önemli hale getiriyor» diye belirtiyor.